Madrid Notları

Herkese Merhaba, bugün Madrid’de gidilecek yerler hakkında birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum. Madrid’de çok sefer bulundum, ancak bunların çoğu da turistik amaçla değildi. Her gidişimde farklı tecrübeler edindim. O yüzden bu tek seferlik bir gezi yazısı değil de hepsinin bir toplamı gibi olacak.

Öncelikle ulaşımdan başlayalım. Madrid’in metro ağıyla hemen her yere gitmek mümkün. Metroya bir kez kart bastığınızda başka hiçbir aktarma için ücret ödemiyorsunuz ve bence turistler için en kullanışlı ulaşım metro. Havaalanından iner inmez kredi kartlarının da geçerli olduğu makinelerden kartınızı alabilirsiniz. 10 biniş almak daha uygun oluyor, 12 euro civarı, 2.5 euro civarı kart için veriyorsunuz, bir de havaalanına gitmek ya da havaalanından metroya binmek -maalesef- +3 euro. Totalde 17.5 euroya mal oluyor.

Gelelim Madrid’de yapılacaklara. Plaza de Cibeles, Retiro Parkı ve Prado Müzesi aynı bölgede yer alıyor. İlk bahsetmek istediğim Prado Müzesi’ne ücretsiz giriş saatleri. Pazartesiden cumartesiye saat 18:00-20:00 arası, Pazar günleri de 17:00-19:00 arası müze girişi ücretsiz. Bu saatlerde müzenin çok kalabalık olduğunu ve en az bir saat (belki daha erken) önceden sıraya girmeniz gerektiğini göz önünde bulundurmalısınız. Eğer bu saatleri tercih etmezseniz tek kişilik giriş ücreti 15euro, 2 kişi 22euro.

Sol Meydanı

Peki sabah erkenden uyanıp, ispanyollar gibi kahvaltı etmek istiyorsanız nereye gidebilirsiniz? Benim önerim churros yemek için Opera yakınındaki yüzyıllık San Gines çikolatacısına gitmeniz. Opera’dan bir durak önce Sol Meydanı’nda inip hem meydanı ziyaret edip, hem de etrafı görerek San Gines’e gidebilirsiniz. Kişi başı ortlama 4 euro ödeyeceğiniz bu mekana kahvaltı için gitmek istemezseniz de 7/24 sizi bekliyor olacak.




Görselde gördükleriniz porras, churrosun kalın versiyonu.


La Latina bölgesi Madrid’in en eski mahallelerinden. Burada pazar günleri kurulan El Rastro adlı pazara göz atabilirsiniz. Burası birkaç güzel tapas yiyip bira içebileceğiniz mekanlarla dolu. Haftasonları oldukça da kalabalık oluyor. Buradaki önerim Lamiak. 2.5-3 euroya lezzetli pinchos yiyebileceğiniz, şirin bir mekan.
Lamiak

Plaza Mayor’dan La Latina’ya doğru giderken birçok dükkanın dış cephesinin
 azulejos denen seramiklerle süslendiğini görmek mümkün.

Her zaman bütçe dostu paylaşımlar yapmaya özen göstersem de, diyelim ki Madrid’desiniz ve kendinizi şık bir akşam yemeğiyle şımartmak istiyorsunuz. Bunun için de Gran Vía civarındaki Angelita, son ziyaretimde gidip tam not verdiğim bir yer oldu. Akşam yemeği için rezervasyon yaptırmak şart. Porsiyonları biraz küçük olsa da, tadına baktığım her şey çok lezzetliydi. Ayrıca her ana yemek için ayrı bir şarap önerileri var. Buradan kişibaşı 30-40 euro’ya ayrılabilirsiniz.
Angelita, Madrid

Madrid’in Broadway’i sayılan ve üzerinde birçok 
tiyatro bulunan Gran Vía, geceleri böyle rengarenk.

Son olarak 2 müzeden bahsetmek istiyorum.

Bunlardan birisi Reina Sofia müzesi. Bu müzede sergilenen en meşhur eserlerden birisi tabii ki Picasso’nun İspanya İç Savaşı döneminde yaptığı Guernica’sı. Bunun dışında kübizmin temsilcisi İspanyol ressamların, az sayıda da olsa Miro ve Dali tablolarını görmek de mümkün. Reina Sofia da haftanın birçok günü son 2 saat ücretsiz. Ayrıca Madrid’deki birçok müze, her ayın ilk pazar günü tamamen ücretsiz. Reina Sofia da öyle.
                               
              
Reina Sofia’nın bahçesi

Sorolla Müzesi, İspanyol ressam Sorolla’nın evinin müzeleştirildiği ve eserlerinin sergilendiği müstakil bir evden oluşuyor. Giriş ücreti 3 euro, Cumartesi öğleden sonraları giriş ücretsiz. Sanatseverlerin ilgisini çekeceğini düşünüyorum.

Paylaşımlarımdan haberdar olmak için instagram’da ispanyahakkindahersey kullanıcı adıyla beni takip edebilirsiniz.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere ¡Hasta Luego!


Yorumlar

Popüler Yayınlar