Siesta MI, Tembellik Mi?

İspanya’nın tatil alışkanlıkları ve meşhur Siestası 

 Aralık ayının gelmesiyle, ispanyollar için “el puente” (türkçe anlamı ile köprü) yani uzun haftasonlarından biri yaklaşıyor. Sebebi ise 6 Aralık Anayasa Günü’nün çarşamba, 8 Aralık Günahsız Gebelik Gününün (Bir Meryem Ana Günü) cumaya gelmesi. Tabii ki iki tatil arasındaki köprü perşembeye kuruluyor ve sonuç olarak ispanyollar uzun haftasonunun keyfini çıkartıyor.


 Peki ya resmi tatiller haftasonuna denk gelseydi? İşte bu noktada İspanyolların o çok meşhur tatil anlayışının en güzel örneği ortaya çıkıyor. Cumartesi günü değişken olsa da pazar günü benim zaten haftasonu tatilim diyen ispanyollar, resmi tatilin pazar ile çakışmasını kabul etmiyor ve pazartesi gününü tatil ilan ediyor. Nasıl, harika değil mi?
 Hatta bu çakışan tatil özerk bölgelerin her sene kendi kararına bırakılmış şekilde başka bir tatilin başına/sonuna eklenebilir, sadece pazartesiye kaydırmaktansa bu sayede daha da avantajlı hale getirilebilir.
Kısacası tatil ispanyolların hayatında vazgeçilemez bir unsur, tabii bu sebeple kimi zaman tembel oldukları söylenip eleştiriye de maruz kalıyorlar. 

 İspanya’daki farklılıklardan biri de, her özerk bölgenin kendi dini ve resmi günlerinin olması. Ülkede dini günler daha çok festival havasında geçiyor. Ayrıca festivallere çevre illerden ilgi de her zaman yüksek oluyor.

 Özerk bölge günleri ise kutlama açısından farklılık gösteriyor. Herhalde başka hiçbir özerk bölge, katalanların Katalonya Günü’nü kutladığı kadar coşkuyla kutlama yapmıyordur. Bu yılki Katalonya günü, Bağımsızlık Referandumu öncesine denk gelmesi nedeniyle bir tür mitinge dönüşse de, Katalan halkı bu güne her zaman büyük önem veriyor.

La Pedrera’nın tepesinden Passeig de Gracia, 11.09.2017 Ulusal Katalonya Günü


Siesta Mı Tembellik Mi?

 Gelelim meşhur siestaya. Siesta kelimesi altıncı anlamına gelen “sexta” dan geliyor. Altıncı saatte verilen paydos anlamında. Aslında siesta, başka Akdeniz ülkelerinde de var olan bir uygulama. Özellikle yaz aylarında olmak üzere, öğle saatlerinin çok sıcak geçmesi hem çalışmayı, hem de sokağa çıkıp alışveriş yapmayı imkansız kıldığından genellikle saat 14:00-17:00 arasında paydos yapılıyor. Kendi görüşümü söyleyecek olursam ülkenin güneyinde siesta gerçekten bir zaruret. Önceleri tembel oldukları için siesta yaptıklarını söylesem de, bir Temmuz ayı Cordoba gezimde otele saat 2 civarında girdiğimde iş işten geçmiş ve başıma güneş geçmişti bile. Saat 6 civarında tekrar sokağa çıktığımızda hava hala 40 dereceydi ve akşamında ateşler içinde kalıp hasta olmuştum. Endülüsler İspanya’da hüküm sürdüğü sürede coğrafi olarak hiç de yabancılık çekmemiş olmalı!
 Siesta’yı daha iyi anlamak için bilmemiz gereken bir şey daha var. Ülkenin kuzeyinden Greenwich çizgisi (GMT0) geçmesine rağmen, İspanya’nın saati İngiltere’den bir saat ileri. Franco zamanında Almanya’ya uyum sağlamak için bu saat uygulamasına geçilmiş. Tabii Hitler ve Franco’nun yakın ilişkilerinin etkisi büyük. Hal böyle olunca, zaten uzun saatler güneş ışığı alan ülkede gün geliyor güneş neredeyse saat 10da batıyor. Yani bir ispanyol esnafı için akşam 8de dükkanı kapatmak ya da akşam yemeğini 10da yemek oldukça kabul edilebilir bir durum oluyor.

 Tüm bunlara rağmen Madrid, Barcelona gibi büyük ve turistik kentlerde siesta saati birçok dükkanı açık bulmak mümkün. Globalleşen dünyanın bir sonucu olarak siesta geleneği etkisini yitirmekte. Üstelik başbakan Rajoy da geçen senelerde yaptığı açıklamalarda siestanın kalkması gerektiğini düşündüğünü söyledi. Bununla beraber diğer bir popüler konu da saatlerin olması gerektiği gibi GMT0’a getirilmesi ve birçok ispanyol da bunu destekiyor.

Siesta’yı kaldırmak mümkün mü? Başbakan Rajoy bu düşüncesini gerçekleştirebilecek mi? Yoksa küresel ısınmanın etkisiyle siesta bir mecburiyet olarak yerini koruyacak mı? Bütün bu soruların cevabını yaşayarak göreceğiz.




Yorumlar

Popüler Yayınlar